20 Ağustos 2008 Çarşamba

KADİN VE DENİZ

Kıyıya vuran dalgalar, kenardaki kayalara çarpıpdağılıyor, sabun köpüğü gibi kabararak , derinlerdekaybolup gidiyordu. Rüzgar çıkınca, mantosunun yakasını kaldırdı, sonra kenardan aldığı küçük taşparçalarını alıp denize atmaya başladı. Bir midye,bir kayanın altına kaçtı.Martılar, çığlık çığlığa kenarda duran eski bir kayığa konup kalkıyordu. Gözler yaşardı. "Gelmeyecek ! "dedi."Beni kandırdıalçak ! " Bu esnada rüzgar çıkmıştı. Elini mantosu-nun cebine soktu, diğer eliyle saatine baktı. Vapurun kalkmasına iki saat vardı daha..."Sibelseni çok seviyorum ! Karımdan boşanır boşanmazgelir seninle evlenirim "diye kapıdan çıkıp gidişinianımsadı. Hasta ve yaşlı babası " kızım o adamdan sanakoca olmaz ,kocana dön !"diye ne kadar yalvarmıştıMantosunun cebinden çıkardığı beyaz ipek mendillegöz yaşlarını sildi. Kıyı ıssızdı,tatilciler ,arabalarınabinip çoktan evlerinin yolunu tutmuştu. Bu küçük, balıkçı kasabasında, turizm mevsimi geçti mi ,kasabanın sokakları ıssızlaşırdı. O neşeli kalabalıkyerini garip bir sessizliğe bırakırdı. Kıyıya, kaçamakyapmak isteyen, sevişmeye gelen genç aşıklar gelirdi çoğu kez. Genç kız, başını delikanlının omuzuna koyarak duyacağı tatlı sözlerin vardiğiuyuşuklukla gözlerini yumardı...Oturduğu kayadan kalktı, gözlerini uzaktan gidenbir vapura dikti....Vapurla, Adalara ilk gidişini anım-sadı. Sonra bir faytona binip Adanın çevresini dolaşmalarını, el ele tutuşup bir kayanın üstüneçıkıp aşağıda göz alabildiğine uzanıp giden mavidenizi, kıyıya vuran beyaz köpüklü dalgaları, kumlara uzanmış iki sevgiliyi, ve kıyıyı dantelgibi çeviren iğne yapraklı " çam ormanını" vedenize girdikten sonra saatlerce su içinde kalış-larını, tepeye dikilen güneşten korunmak için kıyıyagelen şapka satan çocuktan iki hasır şapka alıpbaşlarına geçirişlerini ,otele gelişlerini, güneşinyakıcılığı geçinceye kadar kestirişlerini, ve otelinbahçesinde kendilerine ayrılan masada yemekyiyişlerini ,sonra sevdiği adamın beline sarılıpkendini öpüşünü anımsadı.Kayalar arasında küçük balıklar kaçışıyordu...Bazı kayaları yosun tutmuştu. Kıyıya çekilenkayık kaderine terk edilmişti sanki...Taban tahtalarıçürümüş, ve boyaları yer yer dökülmüştü. Kayığabinip denize açılmak istedi. Kayığı çözdü, ve yavaşyavaş, denize indirdi. Sonra kendisi de bindi. Kürekleri ,mavi sulara batırıp çıkarmaya başladı.Kürekler suyun içinde hareket ederken kayıkkıyıdan yavaş yavaş uzaklaşmaya başlamıştı.Vapurun kalkması da ,eve dönmesi de umurunda dağildi artıkKayık eski olduğu için yavaş yavaş su almayabaşlamıştı. Kadın birden paniğe kapıldı, kıyıdançok uzaklaşmıştı. "İmdaat ! Kurtaran yok mu ?"diye bağırmaya başlamıştı. Sesi yankılanıyorduama kimse yardıma gelmiyordu...Küreklerden biri o panikte yerinden çıkmış , ve denize düşmüştüKayığın içi tamamen su dolmuştu. Ağırlık artmıştıDevrilmek işten değildi...Yüzerek kıyıya ulaşmaktek çareydi..Zaman kazanabilirdi... Tam o andarüzgar çıkmış ,dalgalar yükselmeye başlamıştı.Sesi de çoğalmıştı. Kayık birden ters dönmüştü.Kadın, suyun içinde buldu kendini. Kıyı çok uzak-lardaydı...Yüzmeye başlamıştı ama dalgalar yüzme-sini zorlaştırıyordu. Nefesini idare etmeye çalışıyordu. Ağzına ve gözüne sular yürüdüğü içinburnundan nefes almaya çalışmıştı ama kuvvetigiderek zayıflıyordu. Sonunda bir girdap yuttu kadını...ekrem 14 Ağustos 2007
KADIN VE DENİZ hikayesini okudunuz. Bu hikaye 3122 kez okundu.
www.elamisali.blogspot.com Türkiye'nin En güzel Aşk,sevgi,Şiir,Hikaye,sitesindesiniz. [Yorumlarınızı ve İsteklerinizi Yazmayı unutmayınız]...

Hiç yorum yok:

Hikayeler

Hikayeler